Devrim Lideri Ayetullah Hamanei, sabah saatlerinde halkın çeşitli kesimlerinden binlerce kişiyle bir araya gelerek, Suriye’deki olayları, İran’ın bu ülkedeki varlığının mantığını ve bölgedeki gelecekteki gelişmeleri tartıştı. Hamanei, Suriye’deki olayların Amerikan-Siyonist bir planın ürünü olduğunu belirterek, direnişin güçlenip bölgeyi kapsayacağını vurguladı. Ayrıca, Siyonizm‘in ve Batı’nın kirli güçlerinin bölgeden kazınacağına inandığını ifade etti.
Devrimi Lideri, Ayetullah Hamanei bugün sabah saatlerinde halkın çeşitli kesimlerinden binlerce kişiyle bir araya gelerek, “Suriye’deki olayların farklı katmanlarını açıklayarak, İran‘ın bu ülkedeki varlığının mantığını çizerken, bölgedeki gelecekteki gelişmeleri tartışarak ve Suriye olaylarından çıkarılacak ders ve ibretleri vurguladı” ve şu ifadeleri kullandı: “Bu olaylar, Amerikan- Siyonist bir planın ürünüdür ve direnişin yayılması, Allah’ın izniyle, bölgenin tamamını kapsayacak şekilde daha güçlü ve motive olacak.” Ve İnşallah, Siyonizm’in kökleri ve batı’nın kirli güçleri bu bölgeden kazınacaktır.”
Ayetullah Hamanei, Suriye olaylarındaki açık komşu devletin rolüne işaret ederek, şöyle dedi: “Buna rağmen, birçok kanıt gösteriyor ki, bu olayların planlayıcısı, kışkırtıcısı ve ana karar merkezi Amerika ve Siyonist Rejim’dir.”
Siyonistlerin ve Amerikalıların son olaylardaki tutumunu bu kanıtlardan biri olarak nitelendirerek, şöyle dedi: “Eğer bunlar Suriye olaylarını planlayanlar değillerse, neden diğer ülkelerin aksine sessiz kalmadılar ve Suriye’deki yüzlerce altyapı merkezi, havaalanı, araştırma merkezleri, bilim adamı yetiştiren yerler ve diğer noktalara bombardıman düzenleyerek, fiilen bu olaylara müdahil oldular?”
Devrim Lideri, Amerika’nın Suriye’deki 75 hedefe saldırı gerçekleştirdiğini resmen duyurduğunu belirterek şunları ekledi: “Siyonistler de yüzlerce hedefi hedef alarak, Suriye topraklarını işgal ettiler ve tanklarını Şam’a yakınlaştırdılar; oysa ki Amerika, çok daha küçük sınır olaylarında bile büyük duyarlılık gösteriyor, ancak burada sadece sessiz kalmakla kalmadı, aynı zamanda yardımda da bulundu. Bu gerçekler, onların Suriye olaylarındaki rolünü göstermiyor mu?”
Ayetullah Hamanei, Amerika ve Siyonist Rejim’in Suriye olaylarında müdahale ettiğine dair diğer bir kanıtı şu şekilde açıkladı: “Son günlerde, Suriye’nin bazı bölgelerine –özellikle Zeynbiye’ye– yardım gönderecekken, Siyonistler bütün kara yollarını kapattılar ve Amerikan ve Siyonist uçakları da geniş uçuşlarla bu yardımların havadan gönderilmesini engellediler. Eğer onlar bu olayla ilgilenmiyorlarsa ve sadece bir terörist ya da silahlı grup arkasında durarak Suriye’ye karşı savaşmıyorlarsa, o zaman neden Suriye halkına yardım göndermeyi engellediler?”
Devrim Lideri, kuzey ve güneyden Suriye topraklarını ele geçirmeye çalışan saldırganların hedeflerini farklı olarak değerlendirerek, şöyle dedi: “Bu durumda, Amerika kendi ayaklarını sağlamlaştırmaya çalışıyor ancak zaman gösterecek ki hiçbiri hedeflerine ulaşamayacak ve hiç şüphe yok ki, işgal edilen Suriye toprakları, Suriye’nin yiğit evlatları tarafından özgürleştirilecektir.”
Gelecekteki bölgesel gelişmelerin seyrini çizerken, Amerika’nın direniş cephesinin zaferiyle bölgeden kovulacağını vurgulayan Ayetullah Hamanei, şöyle dedi: “Emperyalist güçler, Suriye’nin direniş yanlısı hükümetinin düşmesinin ardından direniş cephesinin zayıfladığını düşünüyorlar ama büyük bir yanılgıya düşüyorlar; çünkü direniş ve direniş cephesi hakkında doğru bir anlayışları yok.”
Ayetullah Hamanei, direnişi kırılabilen bir donanım değil, bir inanç, düşünce, ideolojik bir sistem ve kalpten verilen bir karar olarak tanımlayarak şunları söyledi: “Bu nedenle direniş, baskılarla daha da güçlenir ve içindeki bireylerin motivasyonu, kötülükleri gördükçe daha da artacak ve kapsamı daha da genişleyecektir.”
Son 14 ayda, Hizbullah, Hamas, İslami Cihat ve diğer Filistinli güçlerin daha da güçlenmesini bu gerçeğin bir göstergesi olarak nitelendiren Ayetullah Hamanei, şunları ekledi: “Felaketler ve Sayın Hasan Nasrallah’ın şehadeti çok ağır oldu, ancak Hizbullah’ın gücü daha da sağlamlaştı ve düşman da bu gerçeği gördükçe ateşkes istemeye başladı.”
Devrim Lideri, Gazze’deki siyonist rejimin benzeri görülmemiş suçlarını ve önemli şahsiyetlerin şehadetini hatırlatarak, şöyle dedi: “Düşman, Gazze halkının bombardımanlarla Hamas’a karşı isyan edeceğini düşünüyordu, ancak tam tersine oldu; halk, Hamas’a, İslami Cihat’a ve diğer Filistinli mücahidlere daha çok sahip çıktı.”
Ayetullah Hamanei, direnişin bölge genelinde yayılmasının, düşmanların baskı ve suçlarının kesin sonucu olacağını vurgulayarak, şunları söyledi: “Bu olayları İran’ı zayıflatma olarak gören o bilgisiz ve habersiz yorumcu, İran’ın güçlü ve kudretli olduğunu ve daha da güçleneceğini anlamalıdır.”
Direnişi, halkların inanç ve inançlarında köklü bir gerçeklik olarak nitelendiren Ayetullah Hamanei, şöyle devam etti: “Direniş, Amerika’ya ve diğer her türlü sömürgeciye karşı durmak ve Amerika’ya bağımlılığı ve köleliği reddetmek, halklar için çok önemli bir inançtır ve son aylarda bu inanç, bölge halklarının Filistin’e olan desteğini ve Siyonistlere duydukları nefretini pekiştirmiştir.”
Ayetullah Hamanei, Filistin’in işgalinin üzerinden 75 yıl geçtiğine dikkat çekerek, şunları söyledi: “Bu mesele, uzun bir süre önce unutulmuş olmalıydı, ancak bugün Filistin halkının ve bölgedeki halkların Filistin davasına olan direnci, bu toprakların işgali döneminden on kat daha fazla ve halkların direnişe olan ortak inancı, bu ateşi daha da harlandırmıştır.”
Siyonist rejimle uyum sağlamanın halklar için kırmızı bir çizgi olduğunu belirten Ayetullah Hamanei, şunları söyledi: “Siyonistler ve işbirlikçileri bilmelidir ki; ilahi bir yasaya göre suç, zafer getirmez ve bugün bu ilahi yasa ve tarihsel deneyim, Gazze’de, Ürdün Nehri’nin Batı Yakasında ve Lübnan’da tekrar edilmektedir.”
Devrim Lideri, İran’ın Suriye’deki varlığını, önceki yıllarda şöyle açıklamıştır: “Çoğu özellikle gençler, bunun farkında değiller ki; biz Suriye hükümetine yardım etmeden önce, yani kritik dönemde ve herkes Saddam’ın lehine çalışırken, Suriye hükümeti İran’a hayati bir yardımda bulunarak, Irak’tan Akdeniz’e petrol boru hattını kapatmış ve Saddam’ı bu gelirden mahrum bırakmıştı.”
Ayetullah Hamanei, İranlı gençlerin ve bazı komutanlarının Suriye ve Irak’taki varlık sebeplerinin IŞİD fitnesiyle mücadele etmek olduğunu belirterek şunları ekledi: “IŞİD, bir güvenlik belasıydı ve amaçları Suriye’yi, Irak’ı, sonra da İran’ı güvenliksiz hale getirmek ve nihayetinde İran’a saldırmaktı.”
Suriye’ye güvenlik taşımayı önlemek için İran İslam Cumhuriyeti’nin IŞİD’e karşı durma kararının önemli bir sebep olduğunu ifade eden Ayetullah Hamanei, şunları söyledi: “Yetkililerimiz çok erken fark ettiler ki, eğer IŞİD’in önüne geçilmezse, tüm İran, güvenliksiz hale gelecek; tıpkı Meclis, Şah Çerağ Türbesi ve Kerimân’daki terörist katliamlarının örnekleri gibi.”
Devrim Lideri, Emîr-el-Mü’minîn’in bir sözünü hatırlatarak, “Düşmanın eve ulaşmasına izin vermemelisin, çünkü evinde düşmanla çatışan bir millet, zillete düşer” dedi ve şu şekilde devam etti: “Bu yüzden, biz ve Şehit General Süleymani ve arkadaşları, Irak ve Suriye’ye gittik, oradaki gençleri örgütleyip silahlandırdık, IŞİD’e karşı durduk ve onların belini kırdık.”
Ayetullah Hamanei, IŞİD’in Kerbela, Necef, Kazımeyn ve Şam’daki kutsal mekanları yok etme amacına yönelik olarak şunları söyledi: “Onların kutsal mekanlara karşı düşmanlıkları karşısında, bili
yorduk ki, mümin ve yiğit gençler, Ahlulbayt’e karşı yapılacak herhangi bir saldırıya asla izin vermeyecek ve kayıtsız kalmayacaklardır.”
Ayetullah Hamanei, İran İslam Cumhuriyeti’nin Suriye ve Irak’taki askeri varlığını, “danışmanlık” olarak tanımlayarak, şu şekilde devam etti: “Bizim Suriye ve Irak’taki varlığımız, oradaki ordularının yerine savaşan, ordu birlikleri göndermek değildi; çünkü bu ne mantıklıdır, ne de halkın görüşüne uygundur.”
Devrim Lideri, o dönemde, özellikle gençlerin ve gönüllülerin Suriye’ye gönderilmek için çok istekli olduğunu belirterek, şunları söyledi: “Bizim orada çoğunlukla danışmanlık yaptığımız, ve çok az bir kısmı da gönüllü ve genellikle gönüllülerden oluşan bir askeri varlık olarak katıldık.”
Ayetullah Hamanei, Şehit Süleymani’nin IŞİD’e karşı mücadele için Suriye’deki birkaç bin gençten oluşan grubu eğitip örgütlemesini büyük bir başarı olarak nitelendirerek, bu grubun birkaç yıl sonra Suriye askeri yetkililerinin kararıyla dağıtılmasına üzüldüğünü belirtti. “IŞİD fitnesinin söndüğü zaman, bizim güçlerimiz çoğunlukla Suriye’den döndü” dedi.
Ayetullah Hamanei, savaşın esas olarak Suriye ordusu tarafından yapılması gerektiğine vurgu yaparak, şöyle ekledi: “Ordu, zayıf ve isteksiz davranırsa, gönüllü güçler bu işe yaramaz, ne yazık ki bu durum Suriye’de yaşandı.”
Ayetullah Hamanei, “Her yerde var olmak için, o ülkenin hükümetinin onayı ve izni gereklidir” diyerek, şunları söyledi: “Irak ve Suriye’de, hükümetlerinin davetiyle orada bulunduk ve eğer davet edilmezlerse, yardım gönderilemez.”
Devrim Lideri, Suriye’nin mevcut durumu ve sorunlarının, Suriye ordusunun direniş ruhundaki zayıflıktan kaynaklandığını belirtti.
Ayetullah Hamanei, Suriye ordusunun zayıflığını, İran’ın askeri güçlerinin güçlü iradesi ile kıyaslayarak, şunları söyledi: “Bugün İran halkı, ordu ve Devrim Muhafızları ile gurur duyuyor ve bu ordu, eski zamanlarda olduğu gibi zayıf ve savunmasız değil.”
Ayetullah Hamanei, Suriye olayları ve direniş cephesi ile ilgili birkaç önemli ders çıkararak şunları söyledi: “Herkes bilsin ki, bu olaylar böyle kalmayacak; bir grup gelip Şam’da halkın evlerine saldırmayacak ve Siyonist rejim top ve tanklarla ilerlemeyecek.”
Devrim Lideri, kesinlikle Suriye’nin yiğit gençlerinin ayağa kalkacaklarını, direneceklerini ve bu durumu aşacaklarını ifade ederek, şunları ekledi: “Tıpkı Irak’ın yiğit gençlerinin, Amerika’nın işgalinden sonra, Şehit General Süleymani’nin komutasında düşmanı evlerinden ve sokaklarından kovmayı başardıkları gibi. Bu süreç, Suriye’de zaman alabilir ama sonucun kesin olduğunu biliyoruz.”
Ayetullah Hamanei, Suriye olaylarından çıkarılacak derslerin başında düşmana karşı uyanık olmak gerektiğini belirterek, şunları söyledi: “Suriye’de düşman hızlı hareket etti ancak önceden bu durumu öngörmeli ve engellemeleri gerekirdi, bizim istihbarat birimimiz birkaç ay önce Suriye yetkililerine uyarı raporları göndermişti.”
Ayetullah Hamanei, düşmanı küçümsememek gerektiğini vurguladı ve ekledi: “Bazen gülümsüyor ve tatlı sözler söylüyor ama arkasında bıçakla vurmak için fırsat kolluyor.”
Ayetullah Hamanei, zaferler ve yenilgilerin kişisel ve milli hayatın bir gerçeği olduğunu belirterek, şunları söyledi: “Önemli olan, zaferde gururlanmamak, çünkü gurur cehalet getirir ve yenilgide de pasifleşmemek gerekir; tıpkı direniş cephesinin zaferde gururlanmadığı gibi ve başarısızlıkta da pasifleşmediği gibi.”
Ayetullah Hamanei, “46 yıl boyunca büyük ve zorlu olaylar yaşadık, bir zamanlar Saddam’ın uçakları Tahran havaalanını bombalayıp halkta korku yaratıyordu, ancak her türlü zorluğa rağmen, İslam Cumhuriyeti asla pasifleşmedi” dedi.
Devrim Lideri, pasifliğin bazen olaylardan daha tehlikeli olduğunu belirterek, şunları söyledi: “Bir müminin pasifleşmesi ve ‘benim elimden bir şey gelmez’ diyerek teslim olması kabul edilemez. Zaferlerde de şükretmek ve başarısızlıklarda da pasifleşmemek gerekir.”
Ayetullah Hamanei, halkı korkutmaya çalışan bazı kişi ve gruplara yönelik şu açıklamayı yaptı: “Bazıları yurtdışında ve Farsça konuşan medyalarla bunu yapıyorlar, onlarla başka türlü muamele edilmelidir, ancak içerde bunu yapacak kimse olmamalıdır. Eğer bir kişi ya da grup halkı korkutacak şekilde konuşursa, suç işlemiş olur ve buna karşı gerekli önlemler alınacaktır.”
Ayetullah Hamanei, sözlerini şu şekilde sonlandırdı: “İnşallah, Siyonizm’in kökleri ve batı’nın kirli güçleri bu bölgeden kazınacaktır.”
Kaynak:Khamenei.ir
